Okuma cezası

Aşağıdaki haber 3 Haziran 2003 tarihli Yozgat gazetesinden.


"Alpaslan Yiğit, halkın rahatını bozacak şekilde sarhoşluktan 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Hâkim daha sonra hapis cezasını tedbire çevirerek Yigit'i her gün jandarma gözetiminde 1,5 saat kitap okumaya mahkûm etti."

Alpaslan Yiğit'le Yozgat gazetesinin yaptığı söyleşiyi aynen aktarıyorum.

- Suçunuz neydi Alpaslan bey?

- Cahillik edip sarhoş bağırmışım biraz.

- Cezaya tepkiniz ne oldu?

- Hakim beye, "Bana da herkes gibi ceza verin" dedim. Bu cezayı verirseniz herkes benimle alay eder. Ha evde bulaşıkları yıkamışsın, ha evde kitap okumuşsun diyordum kendi kendime. Ama hâkim bey kararını değiştirmedi. Ben de kafam çok karıştığı için Ankara'ya gittim.

- Neden geri döndünüz peki?

- Tam altı ay dolaştım durdum. Sonra anladım ki bu kitapları okumadan bana rahat yok.

- Kütüphaneye ilk girdiğinizde neler hissettiniz?

- Önce çok kötü hissettim kendimi. İşkence gibiydi. Sanki bütün kasaba beni izliyor da, kıs kıs gülüyor gibi geliyordu bana. Başıma da bir adam dikmişler beni takip ediyor.

- Hangi kitapla başladınız? Gerçekten okuyor muydunuz sayfaları?

- "Türk Yazarlar Sözlüğü" diye bir kitapla başladım. Bir de Atatürk'ün hayatını okudum. İkisi de çok kalın olduğu için bir ayda bitirdim zaten. Aslında okuyor gibi yapıp sayfaları geçiştiriyordum. Hâkimin okuduğum yerlerden sınav yapabileceğini söylediler, okumaya başladım. Allah düşmanına bile böyle ceza vermesin.

- Keşke hapis yatsaydım da okumasaydım dediğiniz oldu mu?

- Başından beri öyle dedim zaten. Belediye Başkanımız, "Sabıkana işlenir, iş bulamazsın bir daha," deyince bağrıma taş basarak okudum. Yoksa 15 gün nedir ki?

Aslanlar gibi yatar çıkar, köy kahvesine girerken de başımı dik tutardım.

- Şimdi dik değil mi başınız?

Dik ama o kadar dik değil. Köylülerin beni görünce kıs kıs güldüklerini biliyorum. Ama kitap okuyunca onların bilmediği çok şeyi öğrendim. Ben de onlara gülüyorum şimdi.

- Cezanız bittikten sonra da okumaya devam ettiniz mi?

- Aslında okumanın o kadar kötü olmadığını anladım. Demek ki bilgi para ediyormuş dedim kendi kendime. Ahmet Rasim ve Refik Halit Karay çok güzel geldi bana. Fırsatım olursa okuyorum şimdi.